Bizler kurduk kutlu vatan düşünü
Kimi evlat verdi kimi eşini
Ayrı tutmaz insan öz kardeşini
Günaydın Edirne günaydın Van'a
Milletim Robin Hood'u bilir ama nedense Çakırcalı'yı bilmez
Osmanlı'da düzen bozulmuştu. Zabitler görevini kötüye kullanıyor ağayla, beyle bir olup yoksul halkın ezilmesine göz yumuyordu.
Çakırcalı namert düzene isyan etti. Vuruştu ağa ile, bey ile. Onlardan aldı, yoksul halka dağıttı ve bizlere şu hakikati öğretti.
EŞKİYALIK BAZEN KUTSAL BİR MESLEKTİR!
Şiirim ise çaresiz bir ünleyiştir.
Sen tutmalıydın
yüreğimi yakan bakışlarınla
buz tutmuş ellerimi…
şiirler anlamını yitirir
zamanın keşmekeşliğinde
"Suna boylum" ağıdı anlatır bizi
demli çay eşliğinde
sancılı gecelerde
hayalleri prangalı çocuklar
tedirgin uykusunda
söyleyin doğmasın güneş
gündüzler dünden karanlık
gözlerimi yüz yıl sonrasına çiviliyorum
dokunmasın bakışlarıma yasal eşkiyalar
tebessümüne gözyaşı değmemiş
bir vatan düşlemek istiyorum
tedirgin olmadan
şehre çöküyor karanlık
isyancı bulutlar perdeliyor hilali
sokak lambaları aciz ışıtmıyor yollarımı
altı adımlık hücre gibi sokaklar
nereye yüzümü dönsem duvar
anlıyorum
Başkent kaldırımları gene yan çizdi adıma
Üçü beşi derken geçer yedisi
Kırkı atlatınca yıl gelir Ali
Ateş eken elim biçer kendisi
Közü dağıtınca kül gelir Ali
Bende gökyüzüne şiirler yazıyordum
kuşlar ölmeden önce!
mezarı kayıp öyküler iyi bilir
gri değil, beyazdı bulutlar
ulu ozanlara ilham verirdi
göğün mavisi
hala dillerde türküydü
Karacaoğlan'ın, Elif'e sevisi