Aysel Teyze ve Ömer Amca biz taşındıktan kısa bir zaman sonra taşınmışlardı, bizim evimizin karşısındaki daireye. Çok geçmeden çok yakın olmuştuk bu yaşlı karı kocayla. Aysel Teyze aslen Fransız'dı. Ömer Amca ikinci evliliğiydi. Bir tek oğulları vardı, ayda yılda bir uğrayan. Torunları keza öyle… Oturdukları ev oğullarına aitti. Kendi evleri de vardı ama kiradaydı. Kirayı oğulları alıyor...
Genç adam evinin bahçeye açılan kapısının önünde oturmuş yarın insanlara bu durumu nasıl anlatacağını düşünüyordu... Büyük bir hata yapmıştı. En büyük hobisi avlanmaktı. Bir av macerasında tuzaktan kurtardığı çakal yavrusunu evine getirir tedavi etmiş sonrasında da bahçesinde ona yer vermişti... Komşularının bütün uyarılarını duymamazlıktan gelen genç adam sonrasında çakal yavrusunun mah...
Sarayın önünde toplanan halkın sesi kralın odasına kadar gelmişti. Odasında huzursuz yüz ifadesiyle bir sağa bir sola yürüyen kral çevresinde bekleyen askerlerden birine:'Bana acilen Derviş'i getirin' dedi. Oda da bulunanlar şaşkınlık içindeydi. Derviş'i idama mahkum edip hücreye kapatan kendisiydi... Çok sürmeden asker yanında Derviş ile beraber kralın huzuruna varmıştı... 'Evet, çok bi...
Anormal zamanların arasında dolaştığımı hissediyorum. Yüreğimin sıkışmaları bundan mı bilmiyorum. Bir ceylanın aslandan kaçma içgüdüsüyle gerçeklerden kaçtığımı biliyorum. Kötü zamanların doğaçlama davranışları olsa gerek. Sahi merak ediyorum; insanlar ne zamandır karşı koymakta defalarca zorlandığı duyguların esiri oluyor? Bunlardan bahsederken "Eyvah! Aşık olmuş da içini mi döküyor?" d...
Demiryollarında çalışan bir babanın 5 çocuğundan biriydi İsmail. Üniversiteyi Ankara'da okumuş, babasının maddi imkânsızlıklarını düşünerek yaz aylarında da inşaatta çalışmıştı. Gerçekten de zor şartlarda okumuşlardı. Babası, yıllarca kurumun verdiği elbiseleri giymiş, bir giyim mağazasından üzerine giyebileceği bir gömlek bile alamamıştı. Eskiyi anlatırken babasının bu fedakârlığından d...
Gark olduk. Neye? Zamana mı? Zamana zaten batmış durumda yaratılmışız. Gark olmak bir seçimdir. Kader ise bir olgu. Tanrısal. Bize dayatılan değil, bizim için yaratılan. O halde neye gömüldük ki böyle? Çaresizliğe mi gömülüyoruz? Gözümüz hiçbir şey görmüyor. Hiçbir şeyi tadamaz hale geliyoruz. Karanlık, bir küçük kız çocuğu gibi tatlı tatlı gülümsüyor. Çaresizliğe gömülmek bize göre deği...
Hava ne karanlığa ne de gündüze gebeydi. Bir tarafta ay diğer taraftaysa güneş, hafif rüzgâr esintisi adeta onun saçını okşuyordu. Bir süre sonra güneşe doğru kanat çırpan Akdoğan'ı gördü. Büyüdü, nefeslendi, güç buldu beğenerek doğru kanat çırptı Güneşe ve pençesine taktı. Sonra yönünü Ay'a çevirdi. Ay'ı pençesine kattığı gibi uçmaya devam etti. Kendini geriye doğru çekti, Akdoğan bir ...
Bu öykü, Boğaziçi Üniversitesi'nde Sayın Salih Mehmet İnan'ın verdiği "Mythic Structure and Storytelling in Cinema (FA 48J)" adlı ders için Hakan Dumlu tarafından yazılmıştır. - Bir Mit Yaratma Denemesi - 1570li yıllarda Anadolu, adeta bir yangın yeridir. Sebebi Celalîlerdir. Türklerin Kanunî diye andıkları Muhteşem Süleyman'ın devri son bulmasına rağmen devlet adamları tarafından bu de...
Telif Hakkı
© Hakan Dumlu
++Efendim halk akın akın Eminönü istikametine yürüyor. --Üzerlerinde sarı yelekler var mı? ++Yok! --Deri eldiven, ceket falan… ++Yok, abi; ne sarı yeleği, ne ceketi? Kimisinin ayağında ayakkabısı, sırtında paltosu bile yok... *** --Ey teröristler bir gece ansızın! ++Efendim bunlar terörist değil, normal sıradan vatandaş. Ama haklısınız çoğu geceden çıkmış yola. --Ne için yürüyorlarmış b...